"Enter"a basıp içeriğe geçin

Fevkalade memnunum dünyaya geldiğime…

Bu yazıya bir başlık bulamadım henüz. İlk kez başlık yazmadan blog yazmaya girişiyorum sanırım. Bilen bilir, bu blogda bazı kişisel tarihime notlar var: Misal Unvan, misal Unvan, kadro, sınavlar, kutlamalar vesaire. Bugün yine buradayım. Çünkü bugün Bilim Akademisinin verdiği Genç Bilim İnsanı Ödülünü aldım. Şunun güzelliğine bakın önce. Sonra şu anki ruh halimi kişisel tarihime not düşeceğim.

Bugün oğlan okula gitmemişti sınavlar bitti diye. Canı istemedi çiçeğimin, çok yorulmuş :=) Öğrendiğimde yanımdaydı. Sarıldık kaldık öyle dakikalarca. “Çok havalısın kadın” dedi. Onu yetiştirirken hep eğilmez bükülmez bir annesi olduğunu bilecek demiştim. Biliyor. Gözünde gördüm bugün bildiğini.

Sonra müdürcüğümü aradık beraber, sonra Güledacımı, sonra annemi, babamı, kardeşlerimi. Hepsi ağladı benimle. Elim ayağım hala titriyor. Keyfim gıcır. Ailemle büyük bir kutlama yaptım biraz önce. Tüm gün şahane insanlardan gelen şahane kutlamaları kabul ettim. Twitter’dan ve Instagram’dan beni ağlatan yorumlar geldi, tek tek hepsine dönememiş olmanın üzüntüsünü yaşıyorum şu an. Taaa Polonya’dan gelen mesajlarla koltuklarım kabardı yeniden. Mutluluktan uçuyorum. İçimde bir yerde “benim kuvvetim, bu büyük dünyada yalnız olmamaklığımdır” diyen Nazım’ın şiiri yankılanıyor. Yankılandıkça keyiften dört köşe oluyorum.

2018’deki kendinden hep şüphe eden, özgüvensiz, yılmış, vazgeçmiş ve daha da önemlisi inandığı her şeye karşı büyük hayal kırıklığı yaşayan Zehra’nın omzundan öptüm bugün. Çünkü o hala benim içimde. 2018’de zarifçe yere düşmüştüm, kalktım, denge kurdum, kendimi buldum. O Zehra’nın eğilmez bükülmezliği aldı bugün ödülü. Benim o. Kendini iyileştiren, kimseye eyvallahı olmayan, eğilmeyen, bükülmeyen Zehra o kadın. İyileşiyoruz. Biz kadınlar kendimiz iyileştikçe başkalarını da iyileştiriyoruz. İyileştirelim. Bugün Bilim Akademisi hatırlattı bana neden burada olduğumu yeniden. O yüzden çok mutluyum. O yüzden bugünü asla unutmayacağım.

Bu, benim çalışma alanımda BAGEP’in verdiği ilk ödül. Bu, benim çalışma alanımda sadece gençlere değil, genel olarak ülke çapında verilmiş en önemli ödüllerden biri. Bunu biliyorum. Bu ödülün önemini, kıymetini ben biliyorum. Şu 14 senelik akademik hayatımda öğrendiğim en önemli şey neonlarla kutlanması gereken hiçbir başarınızı küçümsemelerine veya kendilerine pay çıkarmalarına izin vermeyin. Tırnaklarınıza bakın. O tırnakların ne kadar yorulduğuna. Ama değdiğine. Etrafınızdaki insanlara sarılın. Ağlayın. Gülün. Dans edin. Çok iyi geliyor.

Aferin kız Zehra. Sıradaki gelsin.

Başlığı da buldum. İçimde çalan şiirden.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir